Türkiye’de Genç Olma Kılavuzu
Gençseniz ve Türkiye’de yaşıyorsanız bu kılavuz hayatınızı kurtarabilir. Ancak ben bu kılavuzun sadece bir maddesini bulabildim.
Doğuştan şanslı olmak
Ülkemizde gençliğimizi yaşamamız tek bir etkene bağlı, o da şanslı olmak. Doğduğun aile bunun başında geliyor. Eğer varlıklı bir ailede dünyaya gelmişsen en güzel okullarda okuyor, istediğin hobiyi edinebiliyor, yeteneğini keşfedebiliyor ve çok başarılı olabiliyorsun. İstediğin yere seyahat edebiliyor türlü sosyal aktivitelere katılabiliyorsun. Kısacası para Türkiye’de tüm kapıları açıyor ve çoğu genç bu kapıların ardında kalıyor. Her alandaki eşitsizlik gün geçtikçe artıyor. Gençlerin tek umutları artık bir üniversite kazanıp para getirebilecek bir iş yapabilmekte. Geçim kaygısı çekmeyen gençler hayallerinin peşinden gidip mutlu olurken orta ve düşük gelirli ailelerin çocukları kendilerini kurtarma derdinde. Bir sene sonra üniversite sınavına girecek biri olarak ben de aynı kaygıları yaşıyorum ve şu dönemde ders çalışmak dışında hiçbir sosyal aktiviteye vakit ayıramıyorum. Yurtdışındaki yaşıtlarımız çok zengin bir aileye sahip olmasalar bile bizden daha rahat bir hayat sürdürüyorlar. Daha sosyal, bilinçli ve mutlular. Ülkemizdeki tüm eğitim sistemi ve ekonomik sıkıntılar biz gençleri günden güne derin bir karanlığa sürüklüyor. Gençlerin ruh sağlığına dair hiçbir çalışma olmaması gibi devlet tarafından bu durum yok sayılıyor.
Diğer bir şans faktörü de anlayışlı ve bilinçli bir ailede dünyaya gelmek. Küçük yaştan itibaren ebeveynler tarafından ilgi alanı keşfedilen ve bilinçli bir şekilde yetiştirilip nitelikli eğitim almaları sağlanan gençler ilgi alanları doğrultusunda kendilerini geliştirdikleri gibi daha mutlu bir yaşam sürüyor. Kendi haline bırakılan veya aşırı zorlanan gençler ise bir boşluğun içinde debelenip duruyorlar. Herhangi bir hobi, yetenek geliştiremeyip yaptığı tek sosyal aktivite sosyal medyada takılan gençler, sosyal becerilerini kaybettikleri gibi günden güne mutsuzlaşıyorlar. İstemedikleri becerilere zorla yönlendirilen gençler ise mutsuz ve başarısız oluyorlar. Yurtdışında yaşıtlarım şimdiden başarılı oldukları alanı bulmuş, çeşitli iş deneyimleri edinmiş, kendi harçlıklarını kazanmayı öğrenmiş haldeler. Türkiye’deki gençler ise üniversiteden mezun olsa bile iş bulamıyor. Ailesine maddi yardım sağlamaya çalışan gençler ağır koşullarda ve çok az miktarda para ile çalışıyorlar. Üstelik çoğunun bir güvencesi de yok. Kısacası yurtdışında gençler araba almak, bilgisayar almak gibi hedeflerle işe girip asgari ücretle bile olsa kısa sürede istediklerini alabiliyorken ülkemizdeki gençler üniversite mezunu olup asgari ücretten biraz fazla maaşlı iş bulmak için uğraşıp duruyor.
İstanbul Politik Araştırmalar Enstitüsü (İstanpol), Dr. Murat Kubilay’ın hazırladığı “Türkiye’de Genç İşsizliğine Yönelik Politika Önerileri” raporunu yayınladı. Raporda iktisadi büyümeye rağmen 2012 yılı sonrasında işsizliğin gittikçe artan bir problem haline geldiğine dikkat çeken Kubilay, toplumda “ev kızı” olarak ifade edilen ve işsiz sayılmayan genç kadınlar ile istatistiklerde “ücretsiz aile işçisi” olarak tanımlanan ve istihdamda sayılanlara rağmen Türkiye’nin OECD ülkeleri arasında dördüncü sıraya yerleştiğini belirtti.
Raporda, 15–29 yaş arasındaki gençlerin 5.6 milyonunun (% 32) ne eğitimde ne de istihdamda yer aldığına, bu oranın genç kadınlarda yüzde 42.4'e kadar çıktığına dikkat çekildi.
https://www.sozcu.com.tr/2020/ekonomi/ekonomik-kriz-sosyal-bunalima-surukluyor-5911796/
Biliyorum size bir kılavuz hazırlamam gerekiyordu ancak orta gelirli bir ailenin çocuğu olarak elimde olmayan sebeplerden ötürü yaşadığım ve milyonların yaşadığı eşitsizliklerin bir kısmına değinmek istedim. Herkes aynı şartlar içinde yaşamıyor ve bahsettiğim gibi doğuştan şanslı olmuyor. Belirttiklerimden daha ciddi durumlar içinde bulunan yüzlerce genç bulunuyor ülkemizde. Bu eşitsizliklerin azaltılması, gençlere biraz kulak verilmesini, ruh sağlığımızın önemsenmesi, şartların iyileştirilmesi bizler için çok önemli. Artık bir şeylerin değişmesinin vakti geldi de geçiyor.
“Sizler, yeni Türkiye’nin genç evlatları, yorulsanız da beni izleyeceksiniz. Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler asla ve asla yorulmazlar. Türk gençliği amaca, bizim yüksek ülkümüze durmadan, yorulmadan yürüyecektir.”
Mustafa Kemal Atatürk
